قیدهای تکرار در زبان ترکی استانبولی

Ben genellikle sabah saat sekizde uyanırım.

من معمولا صبح ساعت 8 بیدار میشوم.

Onlar genellikle o saatlerde evdeler.

اونها معمولا در اون ساعتها خانه هستند.

Genellikle bir saat içinde gelir.

معمولا ظرف یک ساعت میاد.

Genelde bu tarz dizileri izlemiyorum.

معمولا اینطور سریال هارو تماشا نمیکنم.

Babam genelde amcamla konuşmaz.

بابم عموما با عموم حرف نمیزنه.

Biz genelde böyle toplantılara katılmıyoruz.

ما معمولا در همچین جلساتی شرکت نمیکنیم.

Ara sıra beni ziyarete gelir.

اون گهگداری بدیدار من میاد.

Ara sıra görüşürüz onunla.

گهگداری با اون دیدار میکنیم.

Ara sıra maskenizi çikarmanız lazım.

گهگداری بایستی ماسکتان را دربیاورید.

Bazı zamanlar beni arıyor.

بعضی اوقات به من زنگ میزند.

Buralarda bir tilki var, bazı zamanlar onu görüyorum.

این طرفا یک روباه هست، بعضی وقتها اون رو میبینم.

Ben de bazı zamanlar böyle hissediyordum.

من هم بعضی وقتها اینجوری حس میکنم.

Çoğu zamanlar yalan söylemek zorunda kalırım.

اکثر اوقات مجبور میشم دروغ بگم.

Müşteriler çoğu zaman bahşiş vermiyor.

مشتری ها اکثر اوقات انعام نمیدهند.

Çoğu zamanlar işimiz saat üçte biter.

بیشتر اوقات کارمان ساعت 3 تمام میشود.

Bazen kendimi çok yalnız hissediyorum.

بعضی وقت ها خودم را تنها حس میکنم.

Hasan usta bazen çok geç gelir.

اوستا حسن بعضی وقتها خیلی دیر میکند.

Bazen seni hiç anlamıyorum.

بعضی وقتها اصلا تورو درک نمیکنم.

Neden sürekli aynı hataları yapıyorsun?

چرا مدام اشتباهات تکراری را انجام میدهید.

Sabahtan beri sürekli sevgilisiyle mesajlaşıyor.

از صبح تا حالا مدام با دوست دختر/دوست پسرش پیام بازی میکند.

Bu hastalar sürekli hapşırma problemi yaşıyor.

این بیماران مشکل عطسه دائمی را تجربه میکنند.

Ben bir bardak kahve istedim o da hemen getirdi.

من یک لیوان قهوه خواستم و او هم بلافاصله آورد.

Kapı çaldıktan sonra hemen açtım.

بعد از اینکه زنگ بصدا درامد بلافاصله باز کردم.

Ona bakınca hemen her şeyi anladım.

بلافاصله بعد از اینکه به او نگاه کردم همه چیز را فهمیدم.

Hiçbir zaman sana böyle bir şey demedim, yalan söyleme.

هیچ وقت به تو همچین چیزی نگفتم، دروغ نگو.

Hiçbir zaman yere çöp atmamalıyız.

هیچ وقت نباید آغال روی زمین بریزیم.

Hiçbir zaman evlenmek istemedi.

هیچ وقت نخواست ازدواج کند.

her zaman aynı hareketleri yapıyorsun.

همیشه همان حرکات را انجام میدهی.

Biz her zaman kazanırız.

ما همیشه برنده میشویم.

Her zaman söyledim ve söyleyeceğim.

همیشه گفته ام و میگویم.

Daima yanında olacağım.

دائما درکنارت خواهم بود.

Daima beyaz bir gömlek giyer.

دائما یک پیراهن سفید میپوشد.

Babam daima olaylara kötü taraftan bakıyor.

پدرم دائما به اتفقات از جنبه منفی ماجرا نگا میکند.

Asla yalan söylemez.

اصلا دروغ نمیگوید.

Biz asla bu tip problemleri kabul etmiyoruz.

ما اصلا همچین مشکلاتی را قبول نمیکنیم.

Asla sizi rahatsız etmek istemedim.

اصلا نمیخواستم تو را ناراحت کنم.

Şimdi her şeyi anladım.

الان همه چیز را فهمیدم.

Şimdi size çok özel bir şey göstereceğim.

الان میخواهم یک چیز خاص را بهتان نشان دهم.

Otobüs şimdi gelir.

اتوبوس الان میاید.

Ben şu an çok kalabalık bir yerdeyim.

من اکنون/همین الان در جای شلوغی هستم.

Şu an müsait değiliz.

الان مساعد نیستیم.

Şu an gelebilir miyim?

الان میتوانم بیایم؟

Bugünlerde insanların boş zamanı çok az.

این روز ها انسانها زمان های خالی کمی دارند.

Bugünlede havada yıldız görmek imkansız.

امروزها ستاره دیدن در آسمان نا ممکن است.

Maalesef bugünlerde çok mesgulüm.

متاسفانه این روزها خیلی مشغولم.

Son zamanlarda onu hiç görmedim.

این اواخر او را اصلا ندیدم.

Soz zamanlarda müdürle tartışmış ona göre işinden ayrılıyor.

این اواخر با مدیر بحث کرده و بخاطر همان از کارش جدا میشود.

Geçenlerde bir kitap okudum, sana da tavsiye ederim.

اخیرا یک کتاب خوندم، به تو هم پیشنهاد میکنم.

Geçenlerde başıma çok ilginç bir şey geldi.

اخیرا برایم اتفاق جالبی افتاد.

Geçenlerde de buralara gelmişti tekrar.

اخیرا هم اینطرفا آمده بود.

Eskiden babamla ava giderdik.

قبلا با پدرم به شکار میرفتیم.

Eskiden türkçe bilmiyordum.

قبلنا ترکی بلد نبودم.

Sen eskiden çok uzun saçların vardı, doğru mu?

تو قبلنا موهای بلندی داشتی، درسته؟

İşlerini zamanında yap oğlum.

کارهایت را بموقع انجام بده پسرم.

Zamanında yetişemedim, kusura bakmayın.

سر وقت نتوانستم برسم، ببخشید.

Buyurun, tam zamanında geldiniz.

بفرمایید، درست بموقع رسیدید.

Haftada bir defa havuza giderim

هفته ای یکبار به استخر میروم.

Hafta bir defa annemlerin evine gideriz

هفته ای یکبار به خانه ی مامانم اینا میرویم.

Ayda bir ya da iki defa görüşürüz.

یک و یا دوبار در ماه همدیگر را میبینیم.

Kardeşimi ayda iki defa doktora götürürüm.

برادرم را ماهی دو بار به دکتر میبرم.

Yılda en az beş defa istanbul’a giderdik.

حداقل سالی یکبار به استانبولی میرفتیم.

Yılda kaç defa yolculuk yaparsın?

سالی چند بار مسافرت انجام میکنی؟

En az günde bir defa e-postamı kontrol ederim.

حداقل روزی یکبار ایمیلم را کنترل میکنم.

Günde 2 saat yoga yaparım.

روزی 2 ساعت یوگا انجام میدهم.

O kahvaltısını sık sık o kafede yer.

او صبحانه اش را مدام در آن کافه میخورد.

Japonya’da sık sık deprem olur.

در ژاپن مدام زلزله میشود.

Normalde çocuklar gün boyunca uyumazlar.

معمولا بچه ها در طول روز نمیخوابند.

Normalde bu mevsimlerde kar yağmaz.

معمولا در این فصل ها برف نمیبارد.